29 Ağustos 2008 Cuma

Demet Akalın@TrueBLUE


Dün gece bizim kızlar toplaştık True Blue'da Demet Akalın konserine gittik iş çıkışı.Sevi'nin biricik sevgilisi Erdem'in organizasyonunu üstlendiği konserde ayrı bir muamele ile konseri mekanın en nadide yerinden izledik."Erdem sen bizim herşeyimizsin" diye pankart açabilirdim o sırada:))

Konser değerlendirildiğinde çok başarılı değildi, ses biraz azdı sanki ama benim açıkcası eğlenesim vardı.

Konseri izlediğimiz yer itibari ile kumların üzerinde olmamız çılgın dans figürlerimize mani olan bir durumdu bu sebeple en fazla yerimizde sallanabildik.Ama sonuçta hep beraberdik, alkol biraz kaçtıktan sonraki muhabbetler ise süperdi. Zaten o zamanlarda gık dense insan güler ya bizde o vaziyetteydik...

Bu arada Demet Akalın'ın bacaklarının baştan aşağı selülit olduğu haberi bize ulaşınca ben çok sevindim.Artık o kısmı hasetten yayılan bir dedikodu muydu bilemiycem ama onda bile varsa bizimkiler bişey değil canımmm psikolojisine girdim, öğlen mantı yemeyi düşünüyorum...

Sol baştan:Tubik,Hökümet gibi kadın,ben

Sol Baştan:Padişahım,Hökümet gibi kadın,ben






27 Ağustos 2008 Çarşamba

Sonunda

Herşey ne çabuk ne kolay dağıldı sonunda
Neden olmuyor ne kaldı elimde avucumda

Kimseye anlatamam
Çıkmaz sokaklarda bitti sonunda
Derdimi anlatamam
Tutunmuşum paramparça hayata

26 Ağustos 2008 Salı

*Kahve falı bakılır ve zevkle baktırılır.
*Hayalim beyaz Range...

*Kelebek hastalığım var.(Öle hastalık değil:))Çoğu eşyamda kelebek deseni var.Hiç çıkarmadığım kelebekli kolyem,kelebekli aksesuvarlarım vazgeçemediklerim arasında.




*20 tane Converse'im olsa bıkmam.






*Stiletto...
Steve Madden bu tür ayakabılarda tek tercihim.Günlük hayatta rahatlığı tercih etsemde şıklık ve seksilik unsuru olan stilettolara bayılıyorum.Keşke sadece ayakkabılarım olan bir odam olsa.Duvar raflarında sıra sıra ayakkabılar
asılı olsa.Kadınların bu ayakkabı tutukusunun sebebi nedir acaba???

25 Ağustos 2008 Pazartesi

Mac




Mac , rimelleri dışında her ürününü tercih ettiğim bir marka.Özellikle ıslak görünümü veren nar çiçeği rengindeki allıkları cildi pürüzsüz ve çok sağlıklı gösteriyor.Sınırsız renk seçeneği ile başka hiçbir markada bu kadar canlılık bulmanız söz konusu değil.Makyaj konusunda hiçbir zaman iddaalı olmama rağmen canlı renklerdeki Mac ürünlerini tavsiye ederim.

24 Ağustos 2008 Pazar

Evi evi güzel yeni evi











Cumartesi gecesi Tubik ve Cenk Paşa'nın yeni evinde toplandık.



Her dairesi ayrı renk olan, daha tam tamamlanmamış,yazlığı andıran Narcity'e gittik toplaşıp.Herkes birşeyler hazırlayıp getirdi.Amaç benim geçmiş doğumgünüm bahanesi ile Tubik'lerin yeni evinde kafa dağıtmaktı.Yemekler yendi, içkiler içildi, muhabbetler edildi.






Ev çok sıcak olduğu için ev kapısı açık oturmak zorundaydık yoksa buharlaşıp ölebilirdik.Çok "neşeli"ve bayağı gürültülü bir ekip olduğumuz için site yönetiminden şikayet bile aldık.yeni evlerine taşınmış olan arkadaşlarımızı daha ilk haftadan rezil ettik aslında:)Gecenin o saatinde etrafa verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı site yönetiminden özür dileriz.




Gecenin ilerleyen saatlerinde Tubik'in de dişine taş takmaya çabaladık ama başarılı olamadık."Sudan ucuz" olan 3 diş taşım bu uğurda heba oldu.7.5 YTL vererek herkesin sahip olabileceği diş taşı setine Cenk Paşa fiyatıyla ilgili şöle bir yorum getirdi;"Çüş"


(Tubik'e diş taşını takmaya çalışıyoruz ama taşı düşürmüşüz ve yerde ariyoruz)



Ertesi gün Tubik ve Cenk Paşa'nın evine İkea'dan bilimum eksiklikleri tamamlamaya gittik.Ayaklarımıza kara sular indi.Ancak sonuç bence hala bazı eksiklikler olmasına karşın birazda tuzlu bir alışveriş olmasına rağmen başarılı.

Bu arada şunu farkettik ki biz hayata karşı tepkili bir grubuz.Ağzımıza bir küfür takılmış durumda ve gelene geçene, sevdiğimize sevmediğimize ve gerekirse birbirimiz o küfürü söleyip duymaktayız.Burdan yazmak konusunda biraz tereddüt etmeme rağmen sanırım yazmak istiyorum,yazmak bile haz veriyor sanırım:) Küfür şu "....tirsin"

Diyaloglar şöle:

Burcu:Abi hani bi kız vardı size şöle şöle demişti o olay ne oldu?
Cenk Paşa:..tirsin

Burcu:Ya Tubik bilmemkim var ya şuna şöle sölemiş.(Not:dedikodular blog takibi sebebiyle deşifre edilmeyecektir bu sebeple sürekli bilmemkim şöle böle gibi laflar kullanmak durumundayım)
Tubik:...tirsin

Burcu:Cenk bu perde çok güzel ama metresi 99 YTL
Cenk Paşa:...tirsinler.

Burcu:Ya ben 10 senelik arkadaşımla buluşucaktım 8 aydır görmüyodum kız beni resmen ekti yaaa
Cenk Paşa:....tirsin

Ve bu olay bütün bir gün sürdü.Farkettim ki biz hayata karşı tepkiliyiz.Sürekli olarak havada uçuşan bu ve bunun gibi küfürlerden dolayı yatıcak yerimizin olmadığınna karar verdim ve gün şu şekilde bitti


Burcu:Cenk gene mi hesabı sen ödedin?...tir abi
Çok terbiyesizleştik herkes kendine bir çeki düzen versin bi zahmet please yoksa bi ...tirin gidin.
...

23 Ağustos 2008 Cumartesi

love is in the air

Aşka dair tüm umudunuzu kaybettiğiniz anda karşınıza tüm düşünce yapınızı yerle bir eden biri çıkıyorsa çok şanslısınız demektir.

Böyle bir dönemde karşıma çıkan "Huzur" tekrar gözlerimin parlamasına, göğüs kafesimde kelebeklerin uçuşmasına sebep oldu.



Huzur bir süre yok.Tatilde...Zor bir ayrılıkla onu dün gece uğurladım...Günlerce "Sende gel" diye çok ısrar etmesine rağmen onunla gidemedim.


O giderken ikimizin de acı çekiyo olması "Nasıl nefes alıcam sensiz"dememiz, içimizin titremesi...Bunların hepsi aşkın belirtisi ve ben bu yaşta sokaklarda liseliler gibi dolaşmaktan, bir saniye bile ona dokunmadan duramamaktan,normalde belki güleceğim aşk laflarını duymaktan ve sölemekten inanılmaz mutluyum.


Ona değilde başka tarafa baktığım zaman bana bak anlamında elimin sıkılması ya da baktığım tarafa hemen dönülüp bakılması yüzümü her zaman güldürücek sanırım.


Kızların bazı kriterleri olur genelde.İşte sevgilim şöle olsun böle olsun diye bi liste yaparlar, bazen o liste uzarda uzar. Yakışıklı olsun, hemen arkasından parası olsun gelir, kariyerli olsun, saygılı olsun, romatikte olsun ama abartmasın, ay askerliğini yapmış olsun bekleyemem ben asker masker, ilgili olsun vs vs. Bu kadarını bulan kimse olmadı sanırım henüz:)))Bulan olursa da lütfen onu kaçırmayın, ne derse yapın, türünün tek örneği olarak o hayatta kaldığı içinde ona karşı nazik olun.


Ben şuan kendime göre nazik olmam gereken birşeye sahibim, onu yaşıyorum.Daha çok yeni olmasına rağmen bundan sonraki tüm hayatımda varolacakmış hissini bana nasıl yaşatıyor bilmiyorum ama ben bu liseli halimden çok memnunum ve vazgeçmek istemiyorum:))

21 Ağustos 2008 Perşembe

sonunda birkaç resim...


Uzun zaman sonra Bodrum resimlerinin bir kaçına ulaşabildim.Sevgili arkadaşımız Kuzu yurtdışına çıktı.Resimler onu laptopunda kaldığı için alamadım hala...



Değerlendirmelere gelince;bu sene hem Çeşme hem de Bodrum'a gitmiş biri olarak şunu söleyebilirim ki,Bodrum'un ölüsü bile Çeşme'yi yener.


Beachleri arasındaki boyut ve insanların "kalite" farkı tartışılamaz bile. Bianca, Xuma süper dekorları ve masmavi deniziyle Çeşme'nin gözde Solemare'sini farkla geride bırakmış durumda.


Bianca ve Xuma'nın girişi 50 YTL ama bu 50 YTL içinde gün byunca yemek yemek ve içecek alma imkanı var.Zaten daha fazlasına ihtiyaç olmuyor.Yemekler gerçekten çok lezzetli.


Gece hayatına gelince bence Bodrum'un kalbi Fink'te atıyor.Klubün tam ortasına yerleştirdikleri devasal kırmızı avize göz kamaştırıcı.Ardarda çalan güzel müziklere karşı koymanız imkansız.Kendinizi tutamayıp sallanmak ne kelime, resmen coşuyosunuz:))





Gerçekten şunu rahatlıkla söleyebilirim,geçirdiğim en güzel tatildi ve seneye Çeşme mi Bodrum mu diye bir saniye bile düşünmiceğimi biliyorum.





18 Ağustos 2008 Pazartesi

acı bize doğaana...

Yok yok ben bu dünyaya çocuk getirmicem.

Bu sıcaklar nedir?Bu orman yangınları nedir?Arılar yok oluyormuş.Buzullar eriyor.Bizim ne kadar zamanımız kaldı acaba?

Artık haber bültenlerinde küresel ısınma haberleri dinlemeye kalbim dayanmıyor.Yemin ederim üstüne kuma geldi diye kocasının ..... kesen kadınları dinlemek ya da cinnet geçiren sevgili en yakın arkadaşıyla kaçan kızı doğradı gibi haberler sevimli gelmeye başladı.

Şehit haberleri kadar üzülüyorum yangın haberlerine.Sonra düşünüyorum bundan 10 sene sonra su yüzünden savaşlar çıkmaya başlar.Belki 10 seneye de kalmaz.Deniz suyundan içme suyu üretilmiyo mu? Üretilsede eminim onu 3 senede bitirir,deniz yaşamını yok ederiz.

Genlerimizle mi oynasak acaba?Karbondioksitle yaşamaya başlasak mesela ya da delinen ozon tabakasını dikseler iğne iplikle.Bu ozonun da delinesi varmış canım ben doğduğumdan beri delik.Onun bile namusunu biz aldık.

En son bugün dinledim İstanbul boğazının iki tarafını çevreleyen, o her seferinde köprüden geçerken bakmaya doyamadığım ormanlar yanmış.Haberi dinleyemedim, kalbim sıkıştı, kapadım.Güzel hiçbişey kalmadı sanki bakıcak İstanbul'da...

Gelde şimdi bu şartlarda bu ülkede diil bu dünyada bir çocuk hayata getir.

Çocuk denizi görmeyecekse,orman ne bilmeyecekse, aslanı, kaplanı, fokları resimlerde görücekse gelmesin dünyaya.Yağmuru hissetmeyecek,kardan adam yapamayacaksa,güneşten kavrulup kanser olucaksa gelmesin dünyaya.

Boyama kalemleriyle 7 renk yarım daire çizerek mi bilsin gökkuşağını??Yağmur yağmazsa nasıl görsün doğan güneşin yaptığı ışık oyununu???

Huzur

Huzur!!
Ne kadar yakınımdaymışsın meğer.

Yanında huzuru hissettiğim için.Senin adın Huzur.
Hiçbir karşılık beklemeden bana verdiğin ilgi için.Senin adın İlgi.
İstediğim herşeyi söyleyebildiğim,düşünmeden hareket ettiğim için.Senin adın Mutluluk.
Sevgiyi gözlerinde bu kadar hissettiğim başkası olmadığı için.Senin adın Aşk.

Senin adın kalp ağrısı,karın ağrısı.

Hep böle sarıl,hep böle kokla,hep böle sarmala...

Her sarılmadan sonra hep "Canımmm" de.



15 Ağustos 2008 Cuma

Birthday Today

Şu dakika itibari ile 328 ay,1408 hafta 9862 gündür hayattayım.236.699 saat geçti doğumumun üzerinden.Anne rahmine tahmini 07.Kasım 1980'de düştüm:)Cumartesi dünyaya geldim ve bugün 27 yaşındayım.

Geriye baktığım zaman yaşanmış mükemmel bir hayat, istediği herşeye bir şekilde ulaşabilmiş bir ana kuzusu,babasının ilk ve tek gözağrısı olarak geçti zaman.

Ayrıca beni üzen pek çok insan,pek çok yalan dolan,bolca dedikodu,arkadan kuyu kazma,yüzüne gülüp arkandan konuşma durumları da oldu.

Bu zamana kadar pek çok dost kaybettim,onların yerine daha az ama sağlamlarını yerleştirdim.

Sevgililerim oldu.İz bırakanlar oldu, iz bıraktıklarım oldu.

Meşhur kahkahamın yanında, gözlerim şişene kadar döktüğüm gözyaşlarım oldu.

İsyan ettiğim,"Daha fazla acı çekemem" dediğim durumlar oldu.Zamanla anladım ki daha da fazla acı çekilirmiş.

Şimdi bugünümde kendimle başbaşa kaldığımda hayatıma giren herkes için,yaşadığım her olay için ayrı ayrı mutlu oluyorum .

Hepsinin; iyinin, kötünün, mutluluğun, mutsuzluğun, hüznün, acının, tatlının hepsinin birleşimiyim ben.

İyi ki varsın hayat,iyi ki hayattayım...

14 Ağustos 2008 Perşembe

bünye...

Çoğunlukta azınlık
Kalabalıkta yanlızlık
Delilikte akıllılık
Aptallıkta saflık *

Arnavut kaldırımında topuklu ile yürümek kadar zor...

Herşey dağılsa ama hep beraber olsalar*
Basit bir karmaşa olsa ama konuşmasalar

12 Ağustos 2008 Salı

Ne hoş bir Salı gecesi


İşten çıktık.Canım mesai arkadaşım Mısır'ımla(lakabı bu)caddeye yemeğe.Dedikodunun biri bin para.Kahkahalar havalarda.Yemek üstüne acı bir kahve, yanında Baileys tadında bir shot kahve likörü tek yudumda.


Sonra kısa bir cadde turu.Küpe ve dişe taş alımı!!!! "O ne" diyenlere hani eskiden Çağla Şikel'in vardı.Pırlanta taktırmıştı dişine.İşte ben onun çakması japon yapıştırıcısıyla dişe yapışan ve muhtemelen 1 hafta sonra yemek yerken yutacağım cinste bir pırıltıya özenip aldım.Eve geldim hemen dişime yapıştırdım.Bu işlemi parmaklarım birbirine yapıştı ama sonuç bence iyi. As you can see below;


Şimdi odamda yatağımın üzerine yatmış,fonda Sezen Aksu'nun Yol Arkadaş'ım adlı şarkısı çalarken bi yandan da biramı yudumlayarak yazımı yazıyorum.İçim huzur dolu.Yarın iş olması gözümde büyümüyor,sabah erken kalkmak gözümde büyümüyor,bugün ne giyinicem derdi gözümde büyümüyor.
Haftanın nerdeyse başında olmamıza rağmen bu güzel Salı gecesine bir kuple yazarak yazımı bitiriyorum.Salı gecesine itafen:
Sallamıyorum dünyayı
Anlamıyorum hayatı
Laflıyorum arkadaşlarımla
Ismarlıyorum votka narımı

10 Ağustos 2008 Pazar

ait olmayana...

vazgeçtim bugün herşeyden
halsiz şu kalbim
kan revan içinde hep kanamaz denen yerlerim.

bugün anladım
olmayacak şeye yürüyorum.
sonu yok bunun
kendimi kaybettim.

8 Ağustos 2008 Cuma

Geelll geeeellll Tombala Beach'e geeelll

Bodrum'da beachleri tek tek gezerken sürekli eleştiri halindeydik.İşte şurası biraz daha çimlenebilir,hamakları şu tarafa alsalardı keşke,ben olsam şöle bir uygulama yapardım gibi pek çok yorum geldi insanlardan.

O sırada hayaller kurarken "ya aslında bizde bir beach açalım dedik".
Plan şöle;

Belli bir ücretle misafirler girişlerini gerçekleştirir.Bu giriş parası ile misafirler gün içinde yiyecek ve içeceklerden yararlanırlar. Girerken her kişiye ayrı bir havlu verilir.Havulular tombala kartı şeklindedir.Saat 5'e kadar o havlular misafirler tarafından güneşlenmek ve kurulanmak amaçlı kullanılır.Saat 5'te Tombala başlar.Sigara tablası büyüklüğünde üzerinde sayıların bulunduğu plastik daireler tombalanın taşlarını oluşturur.Dj kabininde bir kişi sırayla çıkan sayıları söler ve insanlar tombala oynarlar.Kazanana 300-400 YTL değerinde bir cep telefonu ya da şampanya ya da 2 gün ücretsiz giriş gibi ödüller verilir.

Bunun hayalini kurarken biz çok eğlendik."Tutar mı? Evet tutar bizce" dedik.
İsminin Tombala Beach olması olmadı farkındayız ama format o olduğu için aklımıza başka birşey gelmedi.

Tabii bu arada her yerin bembeyaz olmasına özen göstereceğiz.Hamaklarımız,büyük beyaz minderlerimiz,güzel yemeklerimiz,içkilerimiz,tahta iskelemiz,bol ağaçlıklı,çimlik alanlarımız olucak.Bütün ünlüler oraya akıcak.Öğlen Happyhour 'larımız olucak.

4 kişi biz bu işe girmeye karar verdik.Mafyayı nasıl halledicez bilmiyorum ama yardımı dokunucak, tanıdığı olan varsa yardımcı olursa sevinirim.Topuklarım bana lazım çünkü:)
Finans konusuna da gelirsek sanırım kredi çekeriz.Bak yine düşündüm de bu iş tutar ağbicim yaa valla tutar...

7 Ağustos 2008 Perşembe

Somebody please help me!!!!!

Bodrum'dan geldim.Sabah 8:35 uçağı ile İstanbul'a ayak bastım.Hemen eve gittim,üstümü başımı değiştirdim ve işe geldim.BUNALIMDAYIM.

Tatil mükemmeldi.Harikaydı.Efsaneydi.Geri dönmüş olmama inanamıyorum.Şu anda işte olduğuma inanamıyorum.Gözlerimi kapayıp açıcam ve tekrar oraya geri dönücekmişim gibi geliyor.

Arkadaşlarım hala ordalar.Beni yolcu ederlerken "Gitme yaaa kal biraz daha" diye ısrar ettikleri için gözüm döndü ve "Cuma akşamı belki atlar gelirim.Pazar'da beraber döneriz" dedim ama Cuma gecesi uçak fiyatları uçmuş durumda.

Beni bekleyen 77 adet okunmamış mail var ve ben Bodrum hayalleri ile onların içine dalmaya gidiyorum.En kısa zamanda resimlerle birlikte Bodrum maceramı yazacağım...