28 Nisan 2009 Salı

BAHİS KAZANI


ÖHÖ ÖHÖÖÖ


Bir duyurum var. Yeni bir bahis sitesi açıldı.Bu sitede para yok ama eğlence çok.


Parayla oynanmayan tek bahis sitesiarkadaşlarınla kendi ligini kurskor tahminleri yaparkadaşlarına fark at.

Bilgini Göster ;)


sloganı ile üyelerinin beğenisini toplayan siteye ilginizi çekerse bakmanız adına linkini veriyorum




Peki bu sitede neler yapabiliyorsunuz?


Hoşça vakit geçirebilirsin.


Sıkı tahminlerde bulunarak bol bol beyin jimlastiği yapabilirsin.


Arkadaşlarınla koyu bir spor muhabbetine girebilirsin.


Lig Fikstürünü kolayca takip edebilir takımınla ilgili haberlere kolaylıkla ulaşabilirsin.


Tahmin Yeteneğini herkeze gösterebilirsin.


Belli mi olur bu heyecanını birde hediye ile taçlandırabilirsin ;)


Şimdiden herkese bol şanslar, iyi eğlenceler


27 Nisan 2009 Pazartesi

Şaşkın mutluluk


İşyeri ile ilgili zaman zaman mutsuzluğumu dile getiren yazılar yazıyorum.Aslında ben çoğu insanın çok mutlu olabiliceği bir yerde çalışıyorum. Baktığın zaman işyerim evime 10 dk uzaklıkta olan, arkadaş ortamının çok güzel olduğu, haftasonları çalışmadığım, adı sanı duyulmuş bir firma. Ama ben yaptığım iş-pozisyon-icabı biraz sıkıntı yaşıyorum zaman zaman. Konu satış olunca ve maaş + prim şeklinde çalışınca her ay aynı verimlilikte geçmiyor tabii ki.

Bugün işyerinde beni çok mutlu eden bir olay oldu. Genel müdürümüz tarafından her 3 ayda bir yapılan çeyrek yarı yıl değerlendirmesinden sonra 2008 yılının satış 1. ,2. ve 3.leri açıklandı.

Kendimden hiçbir zaman haberdar olmayan ben ablak ablak etrafa bakarken İstanbul 3.cüsü olarak benim adım söylendi. Ne yapıcağımı bilemedim, elim ayağıma karışmış bir halde verilicek olan plaketi almaya giderken dışardan ne kadar aptal görünüyordum bilmiyorum.

Bir insan kendini bu kadar mı bilmez ya da kendinden bu kadar mı umutsuz olur?


Ortaokuldayım.O zaman hazırlık okuyorum küçüğüm aslında. Annem veli toplantısına gelmiş. Bir pano var ve o panoda 300 küsür hazırlık sınıfı öğrencilerinin ilk 20si açıklanmış. Her zamanki gibi benim dünyadan haberim yok annemde tesadüfen benim 18.olduğumu görüp, duygulanıp ağlamıştı. Ben ise nasıl olsa ilk 20ye girememişimdir diye listeye bile bakmamıştım.


Şaşkınlıkla karışık yaşadığım mutluluk eve gelene, plaketimi anneme gösterene babamı arayıp haber verene kadar devam etti. Değer verdiğiniz insanların "Seninle gurur duyuyorum" demesi ise bu mutluluğun yanında duyulucak en güzel laftı.

Belki Academy Awards değil, Nobel değil, Oscar değil, küçücük dünyamdaki küçücük bir ödül ama buraya resmini koymak istedim.Eeee görmemişin ödülü olmuş kim bilir bir daha ne zaman böle bişey olur di mi ama :)))


26 Nisan 2009 Pazar

Opera izlenimleri



Çığlıklar, bağırtılar, çağırtılar dinlemeyi ya da b planı olarak uyumayı beklerken kendimi büyülü bir dünyanın içinde buldum.


Opera hakkında yapılan tüm geyikleri gitmeden önce yapmıştık zaten. Belki bu yaşıma kadar gitmediğim için cahillik bende ama bundan sonra her fırsatta gideceğimin garantisi kesin.


Orphee ve Eurydice'nin hikayesini izledik Cuma gecesi biz. Burda hikayeyi anlatmıcam çünkü sanırım izlediklerimin büyülü ve masalsı hikayesini kelimelere dökmem zor olucak.


Oyun sırasında resim çekmek yasak olduğu için sadece sonunda perde kapanırken bir kaç kare almayı başarabildim.Kadıköy Süreyya'nın bakmaya yıllardır doyamadığım mimarisi altında ve tüm bayanların yüreklerine dokunacak bir aşk hikayesi izlediğim için çok mutluyum.Buna vesile olduğu içinde Tubik'e teşekkür ederim.

24 Nisan 2009 Cuma

Lö au Opera

Uzun zamandır bloğumla alakadar olamadım.Yazamadım okuyamadım.

23 Nisan tatili sonrasında bir günlük iş hayatı Cuma olmasına rağmen çekilmez durumda.

Bu akşam Tubik ile operaya gidiyoruz.

"Ay çok sıkıcı" "Daralırsınız yarısına çıkarsınız" gibi söylemlere kulaklarımı tıkadım.

Bakalım neymiş görücez, belki de çok sevicem, opera opera gezicem di mi ama yorumları bana bırakın hıh ???!!!

Not:yorumlar ve resimleri sonraki yazımda yayınlayacağım.

14 Nisan 2009 Salı

Smart Blogger



Aslında çok gecikmiş bir yazı bu.Gözde&Ayşe bana Smart Blogger ödülü vermişler.

Çok teşekkür ediyorum kendilerine.

Bu ödülün olayı önce bu ödülü kimin bana verdiğini yazmam gerekiyormuş,linkini de vermem gerekiyormuş.Bu işlem tamam.

Sonra da bu ödülü başkalarına vermem gerekiyormuş.Büyük bir zevkle de bunu yapıyorum.

Ödülü bloglarını zevkle okuduğum Tubik&Cenk'e gönderiyorum.

Sevgiler

12 Nisan 2009 Pazar

Gezmeceler Tozmacalar

Havanın güzel olmasıyla İstanbul Anadolu yakasında oturan kişilerin %80'ni atar kendini Bağdat Caddesi'ne.Çoluk çocuk, torun torba, genç yaşlı demeden iğne atıcak yer kalmaz, yürürken omuz atmaktan ev dönüşünde omuz başlarınız ağrır.(Bu kısım abartı tabii)
Gene böyle bir Cumartesi, Cumartesi gezmesi yapalım dedik.Aslında amaç bana t-shirt almaktı ama bakın biz t-shirt almak yerine neler yaptık?
Böyle günlerde bilen bilir park yeri bulmak yolda yürürken altın bulmaya benzer. Dün şanslı günümüzdeydik.Suadiye'de arabamızı park ettik.Sağımıza bir baktık. Biraz çim alan ee arka fonda iyi, "bir resim güzel gider" dedik.

Solumuza kafayı çevirdik yahuu ne güzel ağaç üstüne oturalım da bir resim çektirelim.Burası bizim alanımız olsun, güvenlik çemberi*mize alalım dedik,etraftan gelene geçene önem vermeden poz verdik.

Karnımız acıktı.Go Mongo'ya gidelim dedik.Go Mongo hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.Moğol yemeği yapan restoranda ister normal menüden yemeğinizi seçiyorsunuz ya da isterseniz içini kendinizin donmuş malzelerden seçerek hazırladığınız noodle yiyebiliyorsunuz.
Ben karides delisi bir insan olarak karidesli noodle yaptım kendime.
Serkan'ın seçimi herzaman ki gibi etten yana oldu.
Yemeğin üstüne tatlısız olmazdı.Beyaz Fırın'a gidelim dedik.Bizim tercihimiz beyaz çikolatalı böğürtlenli profiterol oldu.Oraya yolu düşen herkesin hayatta en az bir kere bu tadı tatmasını öneririm.Zira yerken çıkan tek ses ımmmm oluyor.
Tatlılarımızı yedikten sonra yediklerimizi eritmek amaçlı yürüyüşe çıkalım dedik.Mango'ya uğramadan da olmazdı.Kola takılan çanta modeli pek kullandığım bir yöntem olmasa da havaya girdim ee nede olsa poz veriyorduk.
Kahvelerimizi de içtikten sonra eve gitme vakti gelmişti.Trafiğin çığrından çıkmış halinde burnumuzun dibine saatlerce gidemeyince arabada sıkılıp gene fotoğraf çeken biz Mısır'ın tabiri ile bol gezmeceli tozmacalı bir gün geçirdik.

Günün bilançosu: Ben sadece 1 tane t-shirt alabildim, bunun yanında nasıl şişmanladığımı artık anladınız bol bol kilo aldık.

10 Nisan 2009 Cuma

Alışveriş Listesi -Tatil Hevesi


Yaz yaklaşıyor.İş yerinde tatil planı yapan insanları duydukça imrenme dürtülerim harekete geçti. Bodrum'cular ve Çeşme'ciler olarak 2'ye ayrılan ofis ahalisinde ben Bodrum tarafında saf tutanlardanım.

Hayalimdeki tatil bir butik otelde kalıp gece gezmelerimi yapmak.Öyle herşey ultra dahilcilerden değilim ben.

Geçen sene geçirdiğim önce Çeşme sonra Bodrum tatilimi bu sene tekrarlayamıyacağım maddi sebeplerden dolayı.En iyi ihtimalde birini seçmek zorunda kalabilirim.Benim oyum Bodrum yönünde.Bianca'da geçen seneye göre daha da şişkolaşmış bedenimi güneşe doyurmak,tuzlu suda debelenmek istiyorum.

Bikini üstüne giyinmek için Accessorize 'dan bunu ;




Altına Steve Madden'den bunu;
Okumak için yanıma bunu

almak istiyorum.

Bu yazı Nisan ortasında çok mu erken oldu bilmiyorum.Tatil ihtiyacının çalışma isteğimi solladığı bu günlerde erkende olsa dayanamadım yazdım.

1 Mayıs'ın tatil olma ihtimali varmış.Cuma gününe denk geliyor olması da yakın yerlere kaçmak isteyenler için 3 günlük süper bir tatil için bir fırsat.Ben buralardayım, arkanızdan su dökerim.

8 Nisan 2009 Çarşamba

Öfke Kontrolü

Mazeretim var asabiyim ben.

Bunu yiyosa müdürüne söle ama müdüre de ikidebir çıkışılmaz ki kardeşim.Her terslikte "ben halledemem sen hallet" nedir mi adama ?Sanki onun göreviymiş gibi ?Sanki o benim altımda çalışıyormuş gibi.

Sonra da kuzu kuzu yanında oturulmaz ki.

Babam da böle, ona çekmişim sanırım.

Her akşam yatarken pasiflora mı içsem bir kaşık ya da rezene çayı mı içsem?Ya pelte gibin olsam ne olur?Sinirlenmesem takmasam.

İnsan gece güzelim uykusundan "yarınki görüşmem 10'da köprü trafiğine kalmamam lazım" stresinden kalkar mı?

Rezene iyidir ben onu içiyim iyidir rezene iyidir, rahatlatır...

6 Nisan 2009 Pazartesi

Polonezköy-04.04.2009


Cuma günü haftasonu için Polonezköy'e gidiceğimizi yazmıştım.Hava sabahtan parçalı bulutlu olsa da sonrasında bizden yana oldu ve bizde atladık arabalarımıza "biz gideriz ormana hop ormana" şarkısı eşliğinde Polonezköy'e gittik.


Önden güzel bir kahvaltı yaptık.Sonrasında bir top aldık ve futbol oynadık.Geliştirdiğim takdirde halı saha maçlarına katılabiliceğimiz söylediler.Gün boyu güneş altında tepinme sonucunda herkesin yanakları ve burunları kızardı ayrıca hamlaşmış vücutlarımızda bugüne kadar süren acılar hatıra kaldı Polonezöy'den.

İlk güneşle gittiğimiz için akşama doğru hava serinledi.Bir ara ağzımdan duman çıkıyordu.Gitmeyi düşünenlere Nisan sonu ya da Mayıs ayını tavsiye ederim çünkü biraz üşüdük.



İşte resimler;








3 Nisan 2009 Cuma

Haftasonu planı

Baharın gelmesiyle içim kıpır kıpır.

Dolayısıyla da hemen kendimizi çayıra çimene atalım dedik ve
yarın hava gene böyle güzel olursa Polonezköy'e gidicez.
Çok mutluyum.

Plan şöyle;
Sabah erkenden kalkıp yollara düşücez Tubik'lerle.Orda kahvaltımızı yapıcaz.Sonra bize Seval Burak, Mısra ve belkide Cenap ve eşi katılıcaklar ve mangalımızı yapıcaz.Dudağımızın kenarına papatya koyup resim çektiricez ha bide yapabilirsek papatyadan taç yapıcakmışız.

Süper bir plan bence :)

1 Nisan 2009 Çarşamba

Mutfaklar renklensin

Mutfak evin en sevdiğim köşesi benim için.Arkadaşlarımla saatlerce mutfakta oturup kahvemi yudumlayıp muhabbet edebilirim.Yavaştan da olsa bir hazırlık içinde olduğum içinde en çok mutfak ürünlerine bakıyorum.İnternette gezinirken bulduğum ve kopamadığım bir siteden bazı resimleri paylaşmak istedim.


Sarımsak ezici:Koku yok,tekerlekleri hareket ettir sarımsağın ezilsin.Süper bence :)





Benimde kesin renkli bir önlüğüm olucak.








Bunlar çok güzelmiş ama ben daha fazlasını da görmek istiyorum derseniz bu linke bir tık