13 Eylül 2012 Perşembe

bu yazın modası: ayak resimleri

2012 yazının en moda olayı denize karşı ayak resimlerinin sosyal paylaşım sitelerinde paylaşılmasıydı.
bu yaz insanların ayaklarını görmekten gına geldi.

bu modanın seneye devam etmemesini umuyorum.

bu güne kadar ayak resmimi hiçbir yerde paylaşmadım ancak 2012 yazının son günlerinde bir ayak resmi paylaşmasam olmazdı.

işte 2012 yazının en güzel ayakları :)


11 Eylül 2012 Salı

london adventure

bir aksilik olmazsa sana geliyoruz london.
yaklaşık 5 ay sonra.
biraz uzun bi zaman var ama olsun.
seninle buluşacağım anı sabırsızlıkla bekliyor olacağım.



zaten hayat hep, gelecek bir günü bekleyerek geçmiyor mu?

dost demek birine

fazla fedakarlık yapıyorum bazıları için.
belki de hak edene yapmadığım kadar fazla fedakarlık.

sonra bir tokat gibi, seni sersem eden vuruş geliyor, uğruna fedakarlıklar yaptığından.
anlıyorsun o zaman anyayı da konyayı da.

o tek olay yetti bu sefer bana.
yetti aklımı başımı almaya.

şu yaşıma kadar öğrendiğim tek bişey varsa
o da köpek gibi yalnızız aslında.

3 Eylül 2012 Pazartesi

terfi

sevgili günlük,

6 yıldır deli gibi çalışıp alın terimi akıttığım işimde hedefime ulaşmış bulunuyorum.
sıkı ve disiplinli çalışma, sürekli takip ve yüzümden eksit etmediğim gülümsemem ile bunu başardım sanırım.
verilen ünvanın yanında gelen sorumluluk ise şuanda biraz beni ürkütse de altından kalkmak adına elimden geleni yapacağım.

allah utandırmasın diyelim.

satış müdürü

b

28 Ağustos 2012 Salı

1 numara açık ara zeytinyağlı sarma

herkesin bayıldığı ama benim nefret ettiğim şeyler listesi

zeytinyağlı yaprak sarma
mehmet günsür
yalan dünya orçun
birkenstock
romantizm
pilates



herkesin nefret ettiği ve benim bayıldığım şeyler listesi ise

enginar ve kereviz ile 2 nadide sebzemiz.





24 Ağustos 2012 Cuma

ooowwww yeaaahh


ilişkiler üzerine

2 durum vardır:

1) sevgilin vardır. ona o kadar aşıksındır ki gözün hiçbirşey görmez. ama adam arızadır ve senin etrafındaki herkesden nefret eder. zamanla arkadaşlarınla görüşmemeye başlarsın. sevgilinle uzun süreli sancılı bir aşk yaşarsın, yaşadığın her sorunun sonunda yanındaki arkadaş sayın azalır. ilişki birgün biter, hem de o seni terk eder ama etrafında kimse acını paylaşıcak kimse kalmamıştır.

2) sevgilin vardır. çocuk çok iyidir ama sen özgürlüğüne çok düşükünsündür ve ona aşık değilsindir. sevgilin üstüne titrer. o, o kadar doğru bir kişidir ki, fazla iyidir. ama arkadaşlarınızla geçirdiğiniz vakitte eğlendiğiniz kadar iyi değildir. arkadaşlarınıza gösterdiğiniz özeni ona göstermezsiniz. zamanla ilişki biter, o daha mülayim bir kız arar siz arkadaşlarınızın omzunda ağlarsınız.

her iki durumda boktandır...

23 Ağustos 2012 Perşembe

ölümüne


15 Ağustos 2012 Çarşamba

Şımarma Günü

Bugün büyük gün. Evet bugün şımarma günü yani benim DOĞUMGÜNÜM.

Dün akşamın Kadir Gecesi olması sebebi ile dileklerimi bir bir sıraladım.

Yeni yaşımla beraber bu yılın çok güzel geçmesini diliyorum.

Dilek listem bayağı uzun. Bakalım bu dileklerin kaçını yeni yaşımda yapabileceğim?

Ama öncesinde teşekkürlerimi sıralamak isterim.

-Sağlığım ve sevdiklerimin sağlığı
-Ailemin mutluluğu
-Güzel hayatım
-Gerçek dostlarım
-İşim
ve
-Kazancım için çok teşekkür ederim.


Sıra bu yıldan isteklerimi sıralamaya geldi.

WİSH LİST
  • Coca Cola'da çalışmak (Çok iddalı bir başlangıç oldu sanırım)
  • Londra,Barcelona,Paris,Lizbon,Prag,Amsterdam'dan en az 3'ünü görmek. (Paris ve Barcelona'yı gördüm ancak Serkan'la gitmedim o yüzden onunla gitmek istiyorum)
  • Erenköy'de, Bağdat Caddesine yürüme mesafesinde, balkonlu şirin bir ev mümkünse 3+1 geniş(Satılık ilanı verir gibi oldu ama ev almaya niyetliyiz umarım bu sene olur)
  • Butik pastacılık kursuna gitmek
  • Marc Jacobs'tan bir çanta

Not:Sağlık,aile,arkadaşlarla ilgili genel istekleri sıralamıyorum çünkü onlar zaten vazgeçilmez
olanlar.

İstek listemi şimdilik bu kadarda tutmak sanırım en mantıklısı. Kaç tanesini yapma şansım olucak çok merak ediyorum.
Hiçbiri olmasa da sorun değil aslında çünkü sahip olduklarım çok değerli.
Bu listeler falan hep fasa fiso aslında hep şımarıklıktan. Dedim ya bugün şımarma günüm, hepsi ondan...


9 Ağustos 2012 Perşembe

7 Ağustos 2012 Salı

havada kimsenin görmediği bir elektrik vardı sanki.

nefes aldıkça iliklerine kadar hissediyordu.

kimse görmese de herkes biliyomuş gibi geliyodu.

kimsenin birşey bildiği yoktu aslında.

sadece fazla baksa anlarlar sanıyodu...

31 Temmuz 2012 Salı

bana göre benim için

benim kurduğum hayali bir başkası ile yaşıyorsan; bu yetinmektir, idare etmektir.

30 Temmuz 2012 Pazartesi

2 yol


23 Temmuz 2012 Pazartesi

i hate Mondays, especially after holidays

10 günlük haaarika tatilimden sonra işe gelmişim, etrafa sahte de olsa gülücük saçıyorum, bir yandan da ciddi ciddi çalışıyorum falan.

valla böyle bir bunalımda bunları yaptığım için bana çift maaş verilmeli çünkü aslında ben pazartesi'lerden ama en önemlisi tatil sonrası pazartesi'lerden nefret ediyorum...

10 Temmuz 2012 Salı

sevimsiz ben

nereden aklıma geldi bilmiyorum ama geçmişte beni üzen bazı kişileri affedemiyorum.

yok secretmiş yok kuantummuş ne felsefesiyse; hepsi unut ve affet dese de affetmiyorum ben

affetmek istemiyorum belki de bilmiyorum.


siz yapın yapın, ağzıma sıçın, kazıkları sokun ben ise iç huzurum için sizi affediyim. diğer yanağımı da çevireyim de ona da vurun.

benlik değil bu düşünce. affetmiyorum, affetmicem, ah ediyorum ve ah edicem...

6 Temmuz 2012 Cuma

nokta

oysa ben beni hep seninle ansınlar istedim.

15 Haziran 2012 Cuma

arıza

cuma olduğu için üzülüyorum. ?????

yarın işe gelemeyeceğim diye...

dualarım kabul oldu evet ama bu kadar olması da arıza bir durum değil mi??

tez vakitte normale dönüleeeeee

14 Haziran 2012 Perşembe

aşk kazansın

ben AŞK'a inanırım.

ne kadar imkansız olduğu benim için önemli değildir.

bir kız evlenirken gerçekte sevdiği adamı kapıda görürse onla bir saniye bile düşünmeden kaçmalıdır.


bana göre aşıksan ihtiras vardır.

biliyorum, ihtiras, inişli çıkışlı durumlar değildir sağlıklı olan.

ama bana göre en saygı duyulması gereken duygu budur.

pek az insan yaşayabilir deli gibi kavga ettikten sonra sarılıp deli gibi öpüşmeyi.

kendi yaşamamışsa pek az insan empati kurabilir bu durumlara.


ilişkileri yargılamak en kolay olan. önemli olan; onsuz nefesin kesiliyosa bunu kimsenin anlamasını beklememektir. sen aşkını yaşamalısın. ne kadar imkansız olursa olsun.

ne kadar imkansız olursa olsun hep aşk kazansın, benim dileğim budur...

13 Haziran 2012 Çarşamba

kabul ediyorum

kabul ediyorum:
  • zaman zaman ikiyüzlüyüm.
  • kolayca politik olabiliyorum.
  • zayıflayamıyorum.
  • yalandan ağlayabiliyorum.
  • agresifim.
  • yavaş insana tahammül edemiyorum.
  • parladığımda karşımdakine en büyük zararı vermek için ağır konuşuyorum ama sonra hemen yumuşuyorum. gene de arkamda bir enkaz bırakıyorum.
  • istediğim olmazsa olay çıkarıyorum.
allahtan  kötü yanlarımı bilen ve kabullenen biriyim. bu da onları düzeltmek için bir adım sanırım.

kötü yanlarım bu kadar. iyi yanlarım mı? onlar saymakla bitmez :)


5 Haziran 2012 Salı

rekor denemesi

cep telefonumu genellikle evde ve dahası annemde, girdiğim herhangi bir mc donald's 'ta, starbucks wclerinde, orda burda unutma huyum var... huyum korusun...

hayatımın çoğunu cep telsiz geçiriyorum diyebilirim.

bu durumdan en çok yakınan tabii ki Serkan. 

ama ben eski zamanlara bağlı bir kızım. eskiden cep teli mi varmış hıh...

4 Haziran 2012 Pazartesi

şayet

seninle aramızda birşey varsa şayet o da mesafelerdir artık.

m.m.

insan tripleri

bir de şöle insanlar var !

-şuraya balık yemeğe gidelim.
-yoooookk en güzel balık şurda yenir.

-ay şu fırının ekmekleri harika, cevizliyi denedin mi?
-yooook en güzel fırın ankara'da.

napıyım şimdi ekmek almaya ankara'ya mı gidiyim ?????? bişeyi de bilme, birşeyle ilgili de yorum yapma!!!

farkettim de etrafımızda ne çok böyle insan var. yanında 2 kelime bişey söyleyemiyorsun çünkü senin yorumuna asla" haklısın" ya da "ne güzel oldu, bak bunu da öğrendim" gibi yorumlar yapmıyorlar. yapmazlar çünkü onlar herşeyin en iyisini biliyorlar. konu, mekan, sektör,olay farketmeksizin... 

ben bu tarz insanlara lüzumsuz bilmiş diyorum. evet hem çok lüzumsuz hem de bilmişler bana göre...

ortaya at bir konu sonra seyle cümbüşü. aman allahım anlatır da anlatır. araya girmeye kalkarsan da yoooook'u hemen yapıştırır.

son lafım; bana uzak olsunlar. ben diyalogların karşılıklı ilerlediği ortamlardan haz alıyorum. tek yönlü gidenlerden değil...

23 Mayıs 2012 Çarşamba

herşey harika

evet, yeni işimde herşey umduğumdan kat kat iyi gidiyor.

bir süre sıkıntı çektıktan sonra çok mutlu ve huzurluyum sonunda.

işimdeki  bu mutluluk tüm hayatıma yansıdı. sabahları şarkı söylemeler, aman yarın olsun da işe gidiyim demeler, ki ilaç falan kullanmıyorum gerçekten, şevkle çalışmalar vs.

bu mutluluğu yaşarken şu an herkes için dileğim; insanların sevdikleri işi yapmaları ya da severek işe gitmeleri yönünde olacak.

bu şekilde uzun yıllar devam etmeyecek, tabii ki biliyorum; ama mümkün olduğu kadar uzun sürmesini diliyorum.





4 Mayıs 2012 Cuma

bir son - bir başlangıç

bugün işimdeki son günüm.

1 hafta ara verdikten sonra haftaya Pazartesi yeni işime başlıyor olacağım.

yeni umutlarım var, umarım boşa çıkmazlar. heyecanlıyım...

3 Mayıs 2012 Perşembe

Tek Çocuk


tek çocuk olmanın avantajlarını sonuna kadar yaşadım. asla şımarık olmadım, hatta paylaşımcılık konusunda örnek vatandaş sayıldım. 5 çocuklu ailenin ortancası gibi davrandım çoğu zaman.

ama tek çocuk olmanın bana kattığı en önemli şey; hayal dünyası oldu. o kadar çok hayal kurarım ki, her durum ve her senaryoya göre kimi mutlu kimi hüzünlü biten hikayelerim vardır benim.

bazı hikayelerim hiç bitmez mesela. yıllar süren pembe diziler misali...

bazen senaryo yazarı mı olsam diye bile düşündüm. replikler hazır hayal dünyamda, herşey benim istediğim gibi.

yalnız olduğum her anda, dinlediğim, yaşadığım , gördüğüm her şeyde bir hikaye var benim için. süslenmek için beni bekleyen...

yazarım, oynarım, başrol olurum, yan rol olurum, izleyen olurum, dinleyen olurum.

işin tek kötü yanı ben o hayallerde mutsuz da olsam onları kurmaktan mutlu olurum. ama onlar hiç gerçek olmaz...

hayat



yeniköy'de denize sıfır villalarda oturanları hayal ederim hep. sağlıkla ilgili bişey olmadığı sürece ne dertleri olabilir ki (?) diye.

ama hayat hem güzel hem de kötü günler yaşatır insana. öle basit düşünmemek gerek aslında.



20 Nisan 2012 Cuma

Alexander Mcquuen Clucth


Alexander Mcquuen'nin bu clutchlarına bayılıyorum.
Min. 1000$'dan başlayan bu çantaların tesadüfen bu aralar adı çok geçen (söylemem doğru olmaz sanırım) bir yerde sahtelerinin yapıldığını öğrendim. Sahte ürün almaktansa asla almam mantığında olmama rağmen merakımdan fiyatlarını arkadaşıma sordurttum. 450 TL civarına satılan çantalar gerçeğinin yanına yaklaşamayacak kadar sahteymiş. Bu sebeple ya kendisini alacağım ya da resimlerine bakacağım...

iş ve geri kalan herşey

mesai saati bitti mi fişi çekip gerçek hayatıma dönmeyi başaralı uzun zaman oldu.
geçti artık o eve gelsem de kafamın işte kaldığı zamanlar.
ama gene de günümün 9 saatini geçirdiğim yerde bir sorun olduğunda kafama takmadan edemiyorum.
çoğu zaman modumu belirleyen bu faktörden kurtulmayı çok isterdim.

bazı insanlar vardır; dünya yansa umurlarında olmaz.
o insanların bir de şansları hep yaver gider ve hayatlarında uzun süreli kötü olaylar yaşanmaz zaten.
işte ne olursa olsun aman bu sadece bir iş diyip ilerleyebilmek büyük meziyet.

gamsızlıktan bahsetmiyorum. sadece işten daha önemli başka bir hayat var. hayatım var.
o hayatımda; ailem, arkadaşlarım, sevdiklerim, sağlığımdan bahsediyorum, bir sorun olmadığı sürece işte sorun olmuş, yok az para almışım, yok yükselememişim, yok kendimi geliştiremiyorum yerimde sayıyorum dertleri önemsiz aslında.

hep derim; hayat işkolik olmak için fazla kısa...

13 Nisan 2012 Cuma

herşey insanlar için

biraz önce iş yerinde yanımda oturan arkadaşımın 2004 yılında milyonda bir görülen bişey bişey hastalığına yakalanıp 6 ay boyunca göz felci geçirdiğini ve bu sebeple o dönemde kör olduğunu öğrendim. herşey 2 gün içinde olmuş. sapasağlamken...

yanımda 10 parmak klavyeyi takır takır yazarken " nerden öğrendin böle yazmayı?" diye soruduğumda bana bu hikayeyi anlattı ve "iyileştiğimde kendime söz verdim 10 parmak klavye öğrenmem lazım çünkü eğer bu olay tekrar başıma gelirse para kazanmak için bunu yapabileceğimi düşündüm ve kursa gittim"dedi. azmiyle 1 seneden önce iyileşilemeyen bu hastalıktan 6 ay sonrasında kurtulmuş.

sanırım ben buna benzer bir olay yaşasam hayatta bu tarz bir mantığa sahip olamazdım. o an kendi paramı o halde nasıl kazanacağımı düşünemezdim, aklıma gelmezdi, kendime acırdım belki...

"seninle gurur duyuyorum. bu nasıl bir bakış açısıdır?" dedim. o da bana "insanın başına gelince herşeyi düşünüyor ve herşeyi yapabilecek güç var aslında sende" dedi.

GÜNÜN DERSİ BUDUR...hayat dersi...

5 Nisan 2012 Perşembe

soru işareti

"herkes senden nefret ediyor ama sen farkında değilsin. herkes senden iğreniyor" dedi sinirden dişlerini sıka sıka.

gözlerimi kaçırmadan baktım ona. umrumda bile değildi. ben sadece beni bu iğrenç ama güçlü hale kim getirdi diye düşündüm...