19 Mayıs 2009 Salı

Güzel şeyler hep mi kısa sürer?


Kuşadası tatilimizden biraz önce döndük.Her tatil dönüşü olduğu gibi bizde "Keşke bir günümüz daha olsaydı" dedik.

O 2,5 gün o kadar mutlu ve huzurluydum ki, bir tatile o kadar ihtiyacım varmış ki, tüm sıkıntıları, stresimi geride bırakıp kumlara ve denize bıraktım kendimi.

Deniz henüz ısınmamış olması sebebiyle soğuktu.Ama o kadar temizdi ki yunuslar gibi ordan oraya atladık, yüzdük.

Kumların ayaklarıma yapışmasını, kumun sıcaklığının her yerimi ısıtmasını, gözümü kapadığımda yumuşak bir meltemi hissetmeyi ve dalga seslerini dinlemeyi çok özlemişim. Bu küçük ve ani kaçamak tatil için sevgilime teşekkür ederim.

Otelimiz şehir merkezine biraz uzak olduğu için araba kiraladık.Bir gece Kuşadası merkeze gittik.Ben sanırım yaşlandım ya da çok yorgundum bilmiyorum çünkü tatil boyunca saat 11' de deli gibi uykum geliyordu.

Fazla kalabalık değildi Kuşadası.Sonuçta sezon henüz açılmamıştı.Otelimiz ve şehir merkezi turistler vardı sadece.

Arabayla dolaşırken yaşlı bir amca ve teyzeyi pazar arabayısla görünce arabamıza aldık.Sezon açılmadığı için fazla minibüs geçmiyordu bizde gidecekleri yere götürmek istedik.İstanbul'daki evimizin üst sokağındaki oturmaları büyük bir tesadüf oldu bizim için. Dualarını alıp yolumuza devam ettik.Zaten ben ne zaman sahil kenarı bir tatil yerine gitsem sürekli olarak yaz kış oralarda yaşamaya özeniyorum.Kışın çok sıkılıcağımı söylesede herkes ben mutlu olucağıma inanıyorum.Kim bilir belki de herkesin emeklilikten sonra güneye yerleşme hayalini ben biraz daha önce gerçekleştirebilirim.Bahçemde yetiştirdiğim domates, taze soğan, nane yemek olsun diye pazar arabamı alıp patlıcan, kabak, fasulye almaya gidebilirim...