23 Şubat 2009 Pazartesi

Ne kadar saçmalarım?

İşyerimiz 15.katta.İstanbul'un malesef ki pekte güzel olmayan bir tarafını görüyorum masamın yanındaki pencereden.Genede işten biraz kendimi alıp uzaklara dalmama engel olmuyor bu kötü yapılanma ve puslu hava görüntüsü.

Dalmışken kafamda bir baloncuk oluştu, ordan başka bir baloncuğa, ordan da başka bir baloncuğa geçti düşüncelerim.

Saçma sapan bir olayım var benim.Bir eve takılıorum mesela o evin içinde acaba neler oluyor diye düşünmeye başlıyorum.Senaryolar yazıyorum,acaba içinde yaşayanlar mutlu mu, mutsuz mu, yaşlı mı yoksa yeni evli, bir çift mi gibi gibi düşünüyorum.

Bazen de dünyayı düşünüyorum, bu dünyada acaba şuanda kaç çift kavga ediyor, acaba şuan kaç kişi evlenme teklifi aldı, kaç kadın yeni doğmuş bebeğini kucaklarına aldı diye öööleee düşünüyorum. Bunların bi yararı yok tabi bana, kuru boş düşünceler.Aslında gelmek istediğim konu şu;

biraz önce dalıp gitmişken penceremdeki manzaraya aklımdan geçen saçmalıkları yazmak istiyorum.



Konular karışık;

*Bazen çevremdeki bazı insanlar beni gerçekten çok gıcık ediyor, tahammül sınırlarımı zorluyorlar ama mecburen ya da hiyerarşiden kimseye bişey diyemiyorum.Ama keşke onlara içinden geçenleri söleyebilseydim.

-Biliyor musun bazen çok salakça konuşuyosun ve sana tahammül edemiyorum.

-Bi sen akıllısın di mi?

-Çok sığsın.

-Ter kokuyosun yaaa leş gibi git yıkan

-Anırır gibi gülüyosun.

gibi gibi..Bazen "ya ben herkese mi gıcığım böle şey mi olur, herşey mi batar bi insana" diyip sorunu kendimde arıyorum.


*Bulutların gazdan ibaret olmamasını, dokunulası şeyler olmasını isterdim.


*İstanbul trafiğine bir çözüm isterdim.Ya ben anlamıyorum.Boğaziçi köprüsüne bir kat daha çıkmak neden bu kadar zor ki?İmkansız mı yani şimdi bu.Gecekondulara her sene ayrı kat çıkılıyor.Bizde köprülerin altına ya da üstüne kat çıkalım.



Boş konuşuorum biliyorum.Muhtemelen mühendisler bana gülücekler ama bu da benim İstanbul'a ait bir ütopyam.

...

Bana bakın bu fikri çalan olursa para isterim.


*Şimdi bide şunu düşündüm ben.Gülmek yok.Bunu tam nasıl anlatıcam bilmiyorum, umarım ifade edebilirim.Dünyada 3 tip canlı var di mi?İnsan,hayvan ve bitki.

Tür olarak hem hayvanların hem de bitkilerin pekçok çeşidi var.Yani aslan,kaplan,kedi,balık,fare hepsi hayvan adı altında ayrı ayrı türler.İnsanlar neden sadece 2 cinsiyete ayrılmış 1 tür.Neden bizimde çeşitlerimiz yok???Ne biliyim Lord of the Rings'deki gibi mesela?

Yaradılışa girersek ohooooo tabii ama ne biliyim aklıma geldi işte.

*Recep İvedik'e gittik Cuma akşamı.Evet güldüm yalan değil ama iki yanımda oturan kızın ota boka cığlıklar atarak gülmesi, gülerken iki büklümolmasına o kadar takıldım ki ne var bu kadar komik demekten alamadım kendimi. Sonra düşündüm şimdi ben bu filmden eh işte güzeldi diye çıkıcaktım o kız ise tüm çevresine
- Ihı var ya gülmekten çenem ağrıdı, ıha mutlaka gidin hık aha dicekti.

Not:Şuan işten kaytarmak için mi bu kadar saçma sapan yazdım?
Cevap:Kesinlikle EVET

Ha bide şunu düşündüm , bundan önceki işyerimde iç mutlu değildim.Şartla ciddi çok kötüydü.Şimdiki iş yerime ilk geldiğimde buranın mükemmel bir yer olduğuna karar vermiştim.Ya insan çok nankör ya da gölzerim hep sonradan açılıyor benim.Sanırım insan hiçbi yerde tam anlamıyla mutlu olamıyor.

XOXO B

Gossip Girl'den bu xoxo b'ye hep özenmişimdir yazıyım dedim:P