16 Şubat 2009 Pazartesi

Yağmurdan kaçarken doluya tutulmak - herşeye rağmen

Aslında üstünden 2 gün geçti ancak haftasonu nete girmeye vaktim olmadığı için geçikmeli de olsa sevgililer gününü yazmak istedim.


Umarım herkez bu günü İSTEDİĞİ şekilde geçirebilmiştir.

Peki ben ne yaptım?

Unutamayacağım kadar güzel, romantik ve sevgi dolu geçirdim.Serkan'la ilk sevgililer günümüzdü.Önceden de kararlaştırdığımız gibi fiks menü olan bir yere gitmicektik.Caddede çoğu yeri bize kişi başı başlangıç, ara sıcak, ana yemek ve tatlı için 155 TL fiyat çekerken bizde acaba konaklama içinde mi diye sormaktan kendimizi alamadık.


Plan şuydu caddede her zaman gittiğimiz
Bi Buçuk adlı restoranta gidip yemeğimizin yanında birer kadeh şarap içecektik.


Bu arada Serkan'dan sevgililer günü hediyesi hiçbişey beklemiyodum çünkü önceki hafta bana zaten ayakkabı almıştı ve bende onu kavga dövüş "sevgililer gününe bana bişey alrsan o geceyi mahvederim" diye tehdit etmiştim.Ancak kader ağlarını çoktan örmüş, beni hem çok sevindiricek, hem mutluluktan gözlerimin dolmasına sebep olucak miniminnacık bir hediye beni beklemekteydi.



Akşam oldu biz buluştuk.Bi Buçuk'a bakalım dedik.Tıkım tıklım.İçeri girilmiyor,4 masa var sırada diyo garsonlar.Neyse çıktık ordan.Başka bir yere bakalım dedik.Caddede her yer aynı durumda.

Serkan "Kalamış'a gidelim."dedi.İlk çıktığımızda Kalamışta çok güzel bir İtalyan Restoranına gitmiştik oranın formatını bilmeden.Yazdı ve arka bahçesinde kahve içmiştik.Adını bile o gün öğrendiğimiz
İl Faro'ya attık kendimizi yağmurdan kaçarken.


İçerisi bomboş.Kimsecikler yok.Ohhh dedim süper kimseler bilmiyor burayı rahat rahat yeriz:)

Mum ışıkları falan çok şirin bi yer.Garsona rezervasyonumuz olmadığını söledik.1 masanın son anda boşaldığını söledi ve bizi masamıza yönlendirdi.İçimden "ya yaaa eminim 1 masalık yerin boş" diyodum ki 15 dk sonra içeri akın akın insan girmeye başladı.


Bu arada yağmurdan kaçarken doluya tutulmak misali gittiğimiz yer fiks menüymüş.Biz fiks menü istemiyoruz sadece makarna yiyip şarap içelim dedik.Tamam dediler.Tabii o an bilmiyoduk; gecenin sonunda menüye ödeyeceğimiz paradan daha fazla paraya çıkıcaktık oradan.:D

Neyse hani akın akın insan geldi dedim ya, mekanda Fenerbahçe'li futbolcu Guiza, ünlü basketbolcu Mirsad Türkcan da vardı.Burayı da kimse bilmez dediğim yer meğer çok ünlü bir yermiş de bi bizim haberimiz yokmuş.Ayrıca sonrasında Serkan'ın müdürü de eşiyle beraber geldi.


Önümüze gelen makarnalar bir avuç kadardı:) Normalde 3 dkda yiyebiliceğimiz makarnaları ortamın romantikliğinden ağır ağır yedik.Şaraplarımızı içtik, sohbetimizi ettik.Çok güzel bir geceydi.Bana böle güzel bir gece yaşattığı için sevgilime çok teşekür ederim tekrardan.Bu arada o miniminnacık hediye
Swarovski'den bir yüzüktü.Gördüğüm an gözlerim mutluluktan doldu.Ne yapıcağımı bilemedi.Yüzük parmağıma tam oldu.Serkan'ın hayatıma tam olması gibi.

Benim gecem böle geçti. Serkan'la yaşadığım, paylaştığım her an çok güzel ve her geçen gün daha da güzellerini yaşıyoruz. Önümüzde ise daha özel anlar yaşamak için çoookk uzun yıllar var daha.

Sen, sen olmanla özelsin. Beyaz yanımsın.